4 Ocak 2011 Salı

ZAMANIN ELİ

Sabah sabah yollara koyulmuşken,hele bir de kahve kokusunun içine düşmüşken iki kelam etmeden olmaz dedim.


Immm...Bu kahve denen şey,kesinlikle yaratıcılığımı artırıyor.


Haha,hele üniversite yıllarımı hatırlarsak...Gecenin en görmeyen saatinde ard arda içilen 3 kupa sütsüz kahveyi...


Gözlerim tavanda,aklım ertesi günkü sınavda...


Bir ara sırf o dakikalarda çarpımtım oluyor diye heyecan ya da kalp problemim var diye korkmuştum.


Çok sonra anladım normal insan gibi kahve içmediğimi:))


Neyse...Bu konuyu fazla uzatmayalım zira zamanında yazdığım ve şu anda
" Notlarım"kısmında
 size göz kırpan bir yazım da,bu hususla ilgili.


Bknz."Türk ve Kahvesi" ;)





Bugün,insan karmaşası hakkında sohbet edelim istedim biraz.


İnsanın ucu bucağı belli olmayan bir dehliz gibi olduğundan...


Birbirine olabildiğince zıt duyguları nasıl olup da içimizde sessiz sedasız barındırdığımızdan...


En günahkar anımızda bile masum kalan yanımızdan
Aşktan kaçarken,aşka yakalanışımız


Kınadıklarımızı yaşayışımız


Küsmelerimiz,küstüklerimizle barışmalarımız
Ahretlik dediklerimizle vedalaşmalarımız


Belki bir zaman,uğruna kavgalar ettiğimiz ideallerimizden boşanışımız


Artık bizim için ideal olanın tam olarak ne olduğunu kestiremezken,


Komünistliğin parayı,feministliğin kocayı bulana kadar olduğunu kavrayışımız:)





Bakın ne diyorum,belki de canımız ciğerimiz annelerimizden başka
bir ikinci annemiz daha var.


Kim mi?Zaman...


Zaman Anne:)


Bir annenin anaçlığına ve çıkarsızlığına mutlaka ulaşamaz ama o da alır elleriyle sarıp sarmalar,büyütür bizi.


Funda Arar da, bunu "zaman"ında düşünmüş olacak,


"Zamanın Eli" diye güzel bir şarkı yapmış.


Dinlenmeli...


Zaman Anne,bugünlerde size nasıl davranıyor bilmiyorum ama kimsenin hayatının bal-kaymak olmadığını
tahmin edebiliyorum.


Kendinizi ona bırakın,ellerine...


Yapacaklarınızı yapıp beklemeye başlayın.


Zaman Anne'den beslenin,zamanın sütünden...


İnanıyorum,her şey güzel olacak...

Ben ufaktan kaçayım,hayırlı bir iş için yollardayım.
Hayırlı sonuçlanırsa,konuşuruz...:)
Hazır,Ankaraya yakışan kar,sokakları örtmemişken,biraz yürüyeyim.
Siz de,işinizden sıkıldığınızda,ocağa yemeği koyduğunuzda ya da
bebeğinizi uyuttuğunuzda
ve umarım yazımın işte böyle sonuna geldiğinizde,
bir düşünür müsünüz,
 zaman dişi midir ve gerçekten elleri var mıdır?




Gonca CENGİZ
20.12.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder