18 Mayıs 2011 Çarşamba

AŞK OLSUN!

 Bugün bir vapur dolusu hikaye birikti hafızamda. Neden vapur bilmiyorum.
Buram buram hissettiğim deniz özlemimden ya da "Ada vapuru yandan çarklı" dizesi dilimde dolaştığından, kim bilir :)
Akşam saatlerinde hayatın da çarkının yana kaydığını yeniden hatırladığımdan, yine içten içe feryat edip yazmak gerek dedim.

Kentimin sokakları ve esnafları hararetle yarına hazırlanadursun, biz 6 kız, Ankara'yı kendi üslubumuzla dolandık durduk.
Sevgililer Günü değildi gündemimiz,"sevgi" li olmaktı, önemli olan bizim "gün"ümüzdü.
Ağırlığınca altın değerinde olan ve bol kahkahalı...
 
Bıçkın mevzular, avanak konular, hayt huyt ettiren adamlar bir yana dursun,
Biz yemeklerimizi yiyip sohbet ederken, içinden bir türlü çıkamadığımız konular da,masanın ortasında kabak gibi duruyordu.
İşe girdim, giremedim telaşları,"Yarın pazartesi,ne giycem?" kargaşaları,kpss sonuçları,hayatlarımızın varoşları,çakıl taşları...

Yarın 14 Şubat evet, kutlu olsun tüm sevgililerin günü...
Çiçekçilerin, restoranların, tüm çarşı-pazarın günü...
Bugün o masanın etrafında konuşulan derin mevzulara baktım da,
Ne kadar aynı yaşıyoruz aslında ve ne kadar farklı.
Terliklerimizle gidiyoruz birine, seviyoruz, seviliyoruz. Tüm kırmızı kalpleri, çalan şarkıları "o"na yâd ediyoruz.
Sonra bir gün geliyor, en aşık halimizde kendimize kaçıyoruz, yalınayak.
Neler oluyor bu süreçte, neden düğüm oluyoruz bir noktada?
Çünkü bekliyoruz, kabule uzak, isyana yakın duruyoruz.
Ne istediğimizi bilmiyoruz çoğu zaman ya da ne istediğini bilmeyenlere tanık oluyoruz.
Biz, aşkın samimiyet halini isterken, zamanında samimiyetsizlikleriyle bizde hal bırakmayanların acılarına tanık oluyoruz.
Cinsiyeti yok gaddarlığın, aşkımız çalınıyor, şikayetçi oluyoruz!
Değişiyor, törpüleniyor, güçleniyoruz.
Şubatta aşkla gelip martta aşksız gidenlere inat, acılarımızla yoğruluyor, inancımızla mayalanıyoruz.
Henüz bilemediğimiz bunca şey varken, bildiklerimizi bir bir cebimize koyuyoruz.
Karşımıza yine bir kendini bilmez çıkarsa şayet, en azından haddini bilsin diye!

Burdan "Kadınlar ne ister, anlayamadım gitti!" diye haykıranlara duyuru:
Kadın her şeyden önce, adam ister arkadaş!
Ne istediğini bilen, bildiren.
Parmak ucundan saç teline kadar heyecanlanmak ister.
Ama öyle 14 Şubat ticareti içinde değil, gerçek, hakiki aşk içinde.
Kendini konuşan adamı sevmez kadın, hani öyle atıp tutan.
Samimiyet ister. Kendini adamın avucunun içinde değil, gözlerinin içinde görmek ister.
Yollarına gül dökülmesini değil, gözünden yaş dökülmemesini ister.
Hani öyle büyük sürprizler falan da değildir beklediği, beyni büyük adamdan küçük mutluluklar ister.

Çok bildiğimden değil bu yazdıklarım, bilemeyişimden.
14 Şubat arifesi 6 kız bir araya gelip yaptığımız serzenişlerden, tebriklerimden, tenkitlerimden...
Helal olsun diyip havalara uçurduğumuz adamlardan, yazıklar olsunlarla maziye postaladıklarımızdan.

Ben kutlamayacağım ama bugüne hazırlananların günü keyifle dolsuunnn.
Yemekleri güzel, şarapları leziz, sofraları bol kahkahalı olsun...
Ve birine körkütük aşık olup canı yananlar, ister istemez can yakanlar,
"Yalan dostum, aşk diye bir şey yok!" diyenler, mutlu olanlar, mutsuz olanlar,
 Hepinizeeee aaaşşkkkkk olsuuuunnnn!! :))))
  
Gonca CENGİZ
14.02.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder