18 Mayıs 2011 Çarşamba

SENSİZ OLMAZ!

“Sensiz olmaz!” dediklerimiz var ya hani, o taraflara doğru ses etmek istedim bu kez.  Ankara’nın bu zorunlu melankolik havasından payımı alayım istedim. Geçtim camın kenarına, aldım mis kokulu tomurcuk çayımı, bıraktım kendimi müziğin ritmine…
Meraklısı için, Bkz. Bülent Ortaçgil-Sensiz Olmaz.
Aşk, bir dengesizlik işi. Sensiz olmaaazz. Sensiz olmaazz.
Dengeye dönüşen sevgi, sensiiizz olmaazz…
Dengeli bir âşık gördünüz mü siz? Ben görmedim. Hayır, geçmişte biraz olsun gördüysem de çevremde, artık göremez oldum. Hele ki bizim şu şehir hikayeleri bu günlerde fazlasıyla yorar oldu beni ya da aşklar birbirini. Hani şu, “Hepiniz aynısınız!” genellemeleri var ya, hiçbirimizin sevmediği, oralara kolay gelmedik biz. Bir baktık hep aynı şeyler yaşanır oldu civar mahallelerde. Kızlar birbirine benzedi, erkekler birbirine. Samimiyetsizlik ağıyla örülmeye başlandı ilişkiler “Seni seviyorum ama olamayız.” lar, “Senin için bunca şey yaptım daha n’apayımlar?” Sen bana istediklerimi vermiyorsun.  Zaten ben de ne istediğimi bilmiyorum” lar…
“Merhaba” yla birlikte gelen “Sana ölürüm” ler, “Hoşça kal”ın arkasına ulanan “Daha iyilerine layıksın.” lar…
Aynı anda, başka yerlerde ağız birliği etmişçesine söylenen yalanlar, yanlışlar, savruluşlar…
Tabi bunlara bağlı olarak da daima süregelen istikrarlı istikrarsızlıklar…
Merak etmiyor değilim; bu yazıyı okuyanlarınızdan kaçı bir önceki dün ilan-ı aşk edip karşısındakine ertesi gün onu aramadı ya da bunu duyan şahıs aranmadı.
Ey ahali! İstiyorsanız arayın, istemiyorsanız aramayın. Hem bu bir duyurudur; eskiden çok revaçta olan dengesizlik politikası, artık seksapaliteden uzaklaşıp yerini tamamen antipatikliğe bıraktı. Bilenler, bilmeyenlere anlatsın ve artık net olunsun!
İlişki esnasında önce bildiğiniz sorulardan başlayın, bilmediklerinizi boş bırakın. Atıp, sıkıp saçmalamayın. Ösym sınavlarında yanlış doğruyu götürür de, koca hayat durdurur mu sanıyorsunuz, yanılıyorsunuz. Yanlış, doğruyu da, sizi de götürür alimallah!
Yani Bülent Abi’m, aşka dengesizlik demiş demesine de, dengeye dönüşen sevgi de demiş. Demek ki bu bıngıldak problemlerinin bir sonu var. Peki, işte tam o çizgide sensiz olmaz dediğimiz kimler var?
Seve seve hayatımızda tuttuklarımız, söve söve gönlümüzde tuttuklarımız, hem severek hem söverek hayatımızdan attıklarımız…
Yine kendi kendimize sormadan duramayışlarımız, olmadık bir saatte, olmadık bir yerde, muhteremin karşısına dikilip “Niyeeee seni böyle istiyorum?”  diye soruşlarımız ya da soramayışlarımız…

İçimize attıklarımız, içimizden atmak zorunda olup atamadıklarımız…
Anlamak çözmeye yetmezmiş. Anlayıp çözemediklerimiz…
    
Oradan herhangi birine sesleniyorum:
Onsuz olamamanın nedenlerini bilmiyorum. Saçma sapan bir alışkanlık belki ya da oldukça güçlü bir bağ. Adı her neyse, sen hep onunla olmak istiyorsun biliyorum. Olabiliyorsan ne ala, git daha da sıkı sarıl ona!
Peki ya olamıyorsan… Uzun zamandır hep birlikteyken bir sabah yalnız uyanıyorsan, sokakta onun parfümünün kokusunu alınca aniden yokluğunu hatırlayıp mıhlanıyorsan olduğun yere, kendini, yeri göğü unutuyorsan, zordasın. Ama sensiz de olmaz be canım. Tamam, git onsuz olamadığına ama seni senden alıyorsa da gitme. İnsanın en büyük terki, kendine eylediğidir!
Bülent Abi’m yalnızca sevdiğine söylememiş bu şarkıyı, sana da söylemiş…
Sensiz olmaazzzz, sensiiizz olmaaazz... J

Gonca CENGİZ
14.04.2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder