10 Aralık 2010 Cuma

2010'A DEVREDEN KADIN PROFİLLERİ

Bambaşka bir tavır takınıyorum bu yıl, geride bıraktığımız yıla el sallarken.
Normalde çok ilgilenmezdim eskiyen yılla ya da gelen yılın ne getireceğiyle falan.
Biri geliyor biri gidiyor, gelen gideni aratıyordu ne de olsa.
Yani aslında yeni gelen yılla birlikte normalde umutsuzluklarım da yenilenir,
hayallerim yerine hayal kırıklıklarımı süslerdim itinayla.
Her şey yenilenirdi de bir ben eskirdim sanki.
Ama inanıyorum, bu yıl başka bir yıl olacak.
Dış dünyamızda, yanımızdaki, öteki beriki başkalaşadursun,
bu yıl da tüm hızıyla ayak uyduracak olumlu ya da olumsuz tüm değişimlere.

Umutluyum evet ama bu yıl da yine dertlerimden biri “kadın” olacak.
Üzerine şiirler yazılan, âdemini basit bir kıskançlık davası yüzünden hapse mahkûm ettiren,
Dağınık kadın, pis kadın, çorbayı adamın önüne soğuk getiren,
eşi eve geldiğinde sofrayı hala hazır etmemiş kadın…
Çocuk doğuramayan, doğurdu mu yedi kızın üzerine sekizinciye de kız doğuran beceriksiz kadın, tüm bunlar yaşanırken köşesine sinip dokuz doğuran kadın…
Ev hanımlığını meslek zanneden, bir yığın çamaşırı ütüledikten sonra bir de adamın kafasını ütülemekten suçlanan kadın.
Gece gündüz kadın. Gündüz kadın, gece daha da kadın…
İtaatkâr, hürmetkâr, cilvesinde edep saklı kadın.
Aynı sorunlara sahip olan ama hiçbir zaman birbiriyle aynılaşmayı hazmedemeyecek, hiyerarşi ve etiket destekçisi, rekabet yanlısı kadın…
İsminin önüne onlarca sıfat yakıştırılan, içinde nice kimliği barındıran,
hayat akışı hız limitini geçmesinden ötürü daimi cezalı, dayağa mahkum,
mutsuzluğa müebbet kadın…
Her akşam bir rakı sofrasında kolu kanadı kırılan kadın…

2009’un 2010’a devrettiği kadın profili bu benim sayfamda.
Yaşadığı onca şeye rağmen inadına güçlü olduğunu düşündüğüm kadın,
gücünü ve başarısını artırdıkça hayatta kalma oranı düşüyor gibi geldi bana.
O, hayatı kafasını dağıtacak fırsatı bile bulamadan yaşarken, umulmadık bir cinayetle tüm organları dağıtılıyor.
Hayattayken ruhu parçalanan kadının ölümünde o hizmetkâr bedeni de parçalanıyor.
Bu yetmiyormuş gibi vatandaşım, ölü kadının bile namusunu sorguluyor!
Gariptir, kimi zaman sorgulayan da sorgulanan da kadın oluyor.

2009’da bunca beyin ölümü yaşanırken, gün geçtikçe canlanan zihinler,
ilgiyle izlenen kadın hikayeleri, kadına ayna tutan usta sanatçılar ve başarılı iş kadınlarının sayısı oldukça arttı. Hepsini ayakta alkışlıyor, eksik olmamalarını diliyorum.
Ancak adını özellikle anmak istediğim bir isim var.

Değerli Elif ŞAFAK…
Bana göre 2009 edebiyatının ışığı ve yansıması en bol olan kadını,
Yılın öznesi ve yüklemi…
Elbette hayatın diğer alanlarında da sözü edilmesi gereken onlarca kadın izledik bu yıl da.
Ama ben içsel tebrik platformumda “kadının aynası” ödülünü
Sn. Elif ŞAFAK’ a veriyorum
Daha nice yıllara, nice başarılara…

Sanattan söz açılmışken, yılın son aylarında vizyona giren bir kadın filmi izledim.
Kadın filmi diyorum çünkü kadının zayıflayan egosunu paldır küldür sıçratan,
gülmekten karnını ağrıtan, bir nevi içsel huzura ulaştıran, antidepresan kıvamında bir filmdi
“Yedi Kocalı Hürmüz” çok ama çooookkk beğendim. Kadını böyle keyifli anlattığı, ona bol kahkaha hediye ettiği için filmin yönetmeni Ezel AKAY’ a ve ekibine teşekkürler… Bu tarz yapımları önümüzdeki yıl da görelim diyorum ben.
E bunca hengâmenin arasında yine gülecek bir neden lazım

Evet, geriye sayım başladı…
Bırakalım artık 2009’un enkazlarını,
sayım geriye, çizilecek rota ileriyedir.
Vakit, sayfayı çevirme vaktidir.
Ey! Sen Havva’nın torunu,
neden orada oturup geçmişine hayıflanıyorsun?
Geleceğe aç gözlerini.
Başardın ya da başaramadın.
Kayıpların kazançlarından çok belki bu yıl da.
Her neyse sebebin suçlamayı bırak artık kendini.
Bırak gitsin tutamadıkların, ayıpların.
Sana, sen lazımsın!

Bu yıl, başka olacak, inanıyorum…
2010 hepimize iyi davransın.
2010…
9…
8…
7…


MUTLU YILLAAAARRR:)



Gonca CENGİZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder