10 Aralık 2010 Cuma

AŞK-I MEMNU'NUN ARDINDAN

Anason kokusu, kavun, peynir ve diğerleri, bakakaldık bir dizinin ardından…
Ritmi değişti Perşembe gecelerinin.
Sesler, kokular değişti.
Avaz avaz sesleniyorum sana ey Bihter!
Elma dersem çıııkk, armut dersem çıkmaaaa!
Elmaaaaaaa… Hem de en yasağından…

Kim ne derse desin Aşk-ı Memnu 2 yıldır zirvedeki yerini kimseye bırakmadı.
Evimizin, hayatımızın tam orta yerine kuruluverdi.
Birden evimizin kızı oldu Bihter Ziyagil.
Evet evet, yanlış duymadınız “Evimizin Kızı”…
Leyla, Nejla, hatta Kavak Yelleri’ndeki Aslı evimizin kızı oldu da Bihter mi olamadı?
O,kendine ve başkalarına haksızlık ededursun, biz ona etmeyelim lütfen…

Türk’üz biz, çılgınız, delikanlıyız.
Bastırılmışız,
Kıyıda kalmışız,
Koca konaklarda dört duvarlara sığdırılmışız.
İnsanız biz…
Yıllarca nice Bihter’ler, nice Behlül’ler yaşatmışız içimizde.
Doyumsuzlaşmışız.
Perde arkalarına, satır aralarına saklanmışız, tüm farkındalığımızı yitirerek…
Ve unutmamız gereken ne varsa hatırlamış,
Hatırlayacaklarımızı unutmuşuz.
Yalpalamış durmuşuz doğu-batı sentezinde.
Türk’üz biz, ikilik görmeden, sentezlemeden olmayız.

İşte benim,”Bu dizi neden bu kadar tuttu?”sorusuna cevabım bunlar…
Reyting canavarı dizilere bakıyorum,
Her birinde mutlaka kendimize, hayata dair bir şey bulmuşuz.
Televizyonun karşısında gerçekliğe kurulmuşuz.
Yani Aşk-ı Memnu’da da vardık biz.
Kabul etsek de, etmesek de…
Her birimiz o gerçekliğin tam da orta yerinde,
Yine soluk soluğa, yine yasakların pençesindeydik…
Kâh matmazeli savunduk en doğru yanımızla,
Kâh Bihter’i alkışladık.
Nihal’e üzülürken Behlül’ü pış pışladık.

Biz ordaydık, doğrumuzla, yanlışımızla, zaaflarımızla…
Hatta içerikten çok, biçimci tavırlarımızla.
Toplumca asla kabul edemediğimiz şeyler, altın tepside sunuldu ve biz de afiyetle izledik.
Çimlere bastık, kırmızı ışıkta geçtik, lüzumsuzsa söndürmedik.
Belki de onları bundan destekledik…
Bir kez daha gördük seçtiklerimizin ya da seçemediklerimizin
Bize neler yapabileceğini,
En büyük prangamızın hırsımız ve egomuz olduğunu…

Ve son olarak,
Mumlarının dibinde ışıksız oturan sevgili örümcek mahallesi sakinleri,
Yazım herhangi birinize ulaştı mı bilmiyorum.
Bakın, sadece yatak döşek dizisi değilmiş Aşk-ı Memnu.
Önemli olan, görmekmiş.
Açın gözlerinizi
Çünkü siz âmâlaştıkça,
“Ama” larınız artacak…


Gonca CENGİZ
25.06.2010












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder